Koltuk sigorta şirketinin kusursuzluk durumunda sorumluluğu var mıdır?

Koltuk sigorta şirketinin kusursuzluk durumunda sorumluluğu var mıdır?

ÖZET: Davacının içinde yolcu olarak bulunduğu otobüs sürücüsü kusursuz olduğundan, taşımacıdan ve onun sorumluluğunu üstlenmiş olan taşıma sigortasından tazminat istenemez. Ancak, davalı sigorta , şirketinin zorunlu koltuk sigorta  poliçesi nedeniyle sorumluluğu bulunmaktadır. Çünkü; taşımacı, sürücü ve yardımcıları kusursuz olsalar bile, sigortacı zorunlu koltuk sigorta poliçesi kapsamında ödeme yapmak zorundadır.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2012/6955 E, 2014/2687 K

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : Amasya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/12/2011
NUMARASI : 2008/330-2011/689

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı A… Sigorta AŞ vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların, sürücülerin mirasçıları, işletenleri, Zorunlu Mali Sorumluluk, Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk sigortacısı oldukları araçların 23.08.2007 tarihinde çarpışmaları sonucunda yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını belirterek, 1.000,00 TL maddi ve 60.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuştur. Davacı vekili tarafından 26.09.2011 tarihli ıslah dilekçesi verilmiş ve maddi tazminat istemi, yargılama sırasında düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda artırılmıştır.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 204.800,91 TL maddi ve 13.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir. Karar, davacı vekili ile davalı A… Sigorta A.Ş vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya içerisindeki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.

2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazına gelince; dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Dava konusu olayda; 23.08.2007 tarihinde davacının içinde yolcu olarak bulunduğu ve bir kısım davalıların murisi Mehmet Ç..tarafından kullanılan yolcu otobüsü ile yine diğer bir kısım davalıların murisi Rıza K.. tarafından kullanılan kamyon çarpışmış, kaza sonucunda her iki aracın sürücüsü vefat etmiş ve davacı da yaralanmıştır. Dava dilekçesinde; her iki aracın sürücülerinin mirasçılarına, her iki aracın işletenlerine, her iki aracın trafik sigorta şirketlerine ve davacının içinde yolcu olarak bulunduğu otobüsü, hem zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesi ile hem de zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalayan davalı A.. Sigorta A.Ş’ne husumet yöneltilerek tazminat isteminde bulunulmuştur.

Mahkemece, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporlarına göre, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu otobüsün sürücüsü olan ve kaza sonucu vefat eden M..Ç..’ın meydana gelen kazada kusuru bulunmadığından sürücü Mehmet Ç.. mirasçıları ve yolcu otobüsünün işleteni ile trafik sigorta şirketi olan davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş; diğer davalılar yönünden ise dava kısmen kabul edilmiş ve hüküm altına alınan tazminatlar için sorumluluğuna karar verilen tüm davalılar yönünden yasal faize karar verilmiştir.

Dava ve ıslah dilekçesinde, davalı sigorta şirketleri yönünden ticari faiz yürütülmesi istenmiştir. Mahkemece, bu isteğe rağmen davalı sigorta şirketleri yönünden de yasal faize karar verilmiştir. Mahkemece, davacının istemi ile birlikte kazaya karışan ve zarara neden olan her iki aracın da ticari nitelikte araçlar olduğu nazara alınarak, davalı sigorta şirketleri yönünden temerrüt faizi olarak ticari faize hükmedilmesi gerekirken, bu yönler gözetilmeden davalı sigorta şirketlerinin de yasal faiz ile sorumlulukları yönünde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir.
. 3-Davalı A..Sigorta A.Ş vekilinin temyizine gelince; davacının içinde yolcu olarak bulunduğu otobüs, davalı A….Sigorta A.Ş tarafından hem zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesi ve hem de zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalanmıştır. Dava dilekçesinde de davalı A… Sigorta A.Ş’den her iki sigorta poliçesine dayanılarak sürekli iş göremezlik tazminatı istenmiştir.
Yargılama sırasında alınan ve Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporda; davacının kaza sonucu yaralanması nedeniyle meslekte kazanma gücünü % 29 oranında kaybettiği belirlenmiştir. Tazminat bilirkişi raporunda da davacının bu orandaki sürekli iş göremezlik zararının 204.800,00 TL olduğu bildirilmiştir.

Mahkemece hükme esas alınan ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda; davacının içinde yolcu olarak bulunduğu otobüs sürücüsünün kusursuz olduğu, diğer araç olan kamyon sürücüsünün ise 8/8 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Mahkemece de davacının içinde yolcu olarak bulunduğu otobüsün vefat eden sürücüsünün kusurunun bulunmaması nedeniyle mirasçıları olan davalılar ve bu otobüsün işleteni ile trafik sigorta şirketi olan davalılar yönünden dava reddedilmiş; yolcu otobüsünün diğer sigortacısı olan davalı A…. Sigorta A.Ş yönünden ise bilirkişi raporunda belirlenen maddi tazminattan poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere sorumluluğuna karar verilmiştir. Ancak; gerekçeli kararda, davalı A… Sigorta A.Ş’nin hangi sigorta poliçesine dayanılarak sorumluluğuna karar verildiği açık ve net bir şekilde açıklanmamıştır. Mahkemece, her ne kadar davalı A…Sigorta A.Ş’nin poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumluluğuna karar verilmişse de her iki poliçe limiti de kaza tarihi itibariyle aynı miktardadır. Bu durumda, her iki sigorta türünün karşılaştırılması, özellikleri, sigorta ettirilen çıkarlar (sağladığı yararlar), ödenecek tazminat miktarı yönünden aralarındaki farkların üzerinde durulması ve bu yönde değerlendirme yapılarak sonuca ulaşılması gerekmektedir.

Taşımacıların yaptırmak zorunda oldukları Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası (kısaca Koltuk Sigortası) ile Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk ve Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortaları (kısaca Sorumluluk Sigortaları) arasındaki farklar şöyledir:

a) Koltuk Sigortası, doğrudan sigortalılar (yolcular, sürücüler ve yardımcılar) yararına oluşturulan bir kaza sigortası iken, Sorumluluk Sigortaları sigorta ettiren (taşımacı, işleten) yararına ve onların hukuki sorumluluklarını sigortacının üzerine almasına yönelik birer sorumluluk sigortası türüdür.

b) Koltuk sigortasında, yalnız trafik kazaları için değil, yolculuk süresi içerisinde mola ve duraklamalar dahil “her türlü kazalara karşı” yolculara ve taşıma görevlilerine güvence sağlanmış iken, Sorumluluk sigortalarından Trafik Sigortasında yalnızca trafik kazalarından zarar gören üçüncü kişiler korunmuştur. Taşıma Sigortasında, Koltuk Sigortasında olduğu gibi “her türlü kazalara karşı” güvence sağlanmış ise de, bundan yararlanabilecek olanlar yalnız “yolcular” olup, personele bu hak tanınmamıştır.

c) Koltuk Sigortasında taşımacının, sürücünün ve yardımcıların bir kusurları bulunmasa bile, sigorta poliçesindeki güvence tutarı zarar görenlere ödenir. Buna karşılık, sorumluluk sigortalarında sürücü kusursuz ise, sigorta tazminatı ödenmez.

d) Zorunlu Koltuk Sigortasında zarar gören yolcular ve görevliler (yaşı, mesleği, kazancı ne olursa olsun) bir zarara uğramışlarsa bir “kişisel kaza” ve “can” sigortası olarak bu sigorta türünden yararlanabilmekte iken, Sorumluluk sigortalarında, zarar gören kişilerin sigortadan tazminat alabilmeleri için, malvarlıklarında bir azalma olması, kazanç kaybına uğramış bulunmaları veya herhangi bir şekilde yardımdan ve destekten yoksun kalmaları gerekmektedir. Çünkü bunlar birer “mal” sigortası türüdür.

e) Sorumluluk Sigortaları birer “zarar sigortası” iken, Koltuk Sigortası bir “meblâğ sigortası”dır. Koltuk Sigortasını yapan sigortacının ödeyeceği tutar, sigorta poliçesinde yazılı “sigorta bedeli”dir. Zarar sigortalarında ise, sigortacının ödeyeceği tutar, sigorta poliçesinde yazılı tutar (sigorta bedeli) değil, sigortalıların veya üçüncü kişilerin uğradıkları “zarar tutarı”dır.

f) Koltuk Sigortasında, yolcu veya görevli ölmüşse, bir tutar “meblâğ sigortası” olarak sigorta bedelinin tamamı, herhangi bir indirim söz konusu olmaksızın eksiksiz haksahiplerine (mirasçılara) miras payları oranında ödenir. Bir hesaplama (destek tazminatı hesabı) yapılmaz ve mirasçı olmayan destekten yoksun kalanlar Koltuk Sigortasından yararlanamazlar. Buna karşılık, sorumluluk sigortalarından tazminat alabilmek için, destekten yoksun kalındığı ve maddi zarara uğranıldığı kanıtlanmalıdır. Ayrıca sorumluluk sigortaları birer “meblâğ sigortası” değil “zarar sigortası” oldukları için, destekten yoksun kaldıklarını kanıtlayanlar, sigorta bedelinin tamamını değil, yalnızca hesaplanan zarar tutarını alabilirler. Bunun için de bir “destekten yoksun kalma” hesabı yapılması gerekir. Mirasçıların ayrıca destekten yoksunlukları söz konusu değilse, bunlar sorumluluk sigortalarından tazminat alamazlar.

g)Koltuk Sigortasından yararlanan yolcu veya görevli, kazanın oluşunda kusuru bulunan üçüncü kişilere ve sorumluluk sigortalarını yapan sigortacılara karşı dava açarlarsa, bu davada hesaplanacak tazminat tutarlarından, Koltuk Sigortasından yapılan ödemeler indirilmez. Kısaca söylemek gerekirse, Koltuk Sigortasından yapılan ödemeler (tedavi giderleri dışında), üçüncü kişilere karşı açılan davalarda tazminattan indirilmez. Buna karşılık sorumluluk sigortalarından alınan paralar, açılan bir davada indirim nedenidir. Çünkü, sorumluluk sigortalarında, sigortacı, sigorta ettirenlerin (taşımacının, işletenin) hukuki sorumluluklarını üzerine almıştır. Bu nedenle, sigorta poliçesindeki üst sınıra kadar yapılan ödemeler, sigorta ettirenlerin adına ve hesabına yapıldığından,açılan bir davada hesaplanan tazminat tutarından indirilir.

4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları hükümlerine göre, taşımacının sorumluluktan kurtulabildiği durumlarda, onun yolculara karşı sorumluluğunu üstlenmiş olan sigortacı da sorumluluktan kurtulmuş olacaktır.

İki sigorta türünü birbirinden ayıran önemli özelliklerden biri, Zorunlu Koltuk Sigortasında, taşımacı ile sürücü ve yardımcılarının “bir kusurları bulunmasa bile” zarar gören yolculara gereken ödemenin yapılmasıdır. Çünkü bu sigorta türünde, taşımacının sorumluluğu üstlenilmemekte, doğrudan yolcular ve görevliler için kazaya karşı bir güvence (teminat) sağlanmış bulunmaktadır. Buna karşılık sorumluluk sigortalarında (Trafik Sigortasında ve Taşımacılık Sigortasında), sigortacı, sigorta ettirenin (taşımacının-işletenin) hukuki sorumluluğunu üstlenmiş bulunduğundan, sürücü kusursuz ise, sigortacı tazminat ödemez.

Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığı altında dava konusu edilen somut olaya bakıldığında; davacının içinde yolcu olarak bulunduğu otobüs sürücüsü kusursuz olduğundan, bu durumda taşımacıdan ve onun sorumluluğunu üstlenmiş olan taşıma sigortasından tazminat istenemeyeceğinden, mahkemece de davalı sürücü ve taşımacı yönünden davanın reddine karar verilmiş olduğundan, davalı K..A..Sigorta A.Ş nin zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigorta poliçesinden dolayı sorumluluğuna karar verilemeyecektir. Ancak, davalı sigorta şirketinin zorunlu koltuk sigorta poliçesi nedeniyle sorumluluğu bulunmaktadır. Çünkü; taşımacı, sürücü ve yardımcıları kusursuz olsalar bile, sigortacı zorunlu koltuk sigorta poliçesi kapsamında ödeme yapmak zorundadır.

Şu durumda; mahkemece, davalı A…Sigorta A.Ş yönünden, davalı sigorta şirketinin zarardan dolayı sorumluluğunun bulunup bulunmadığının, sorumlu ise, dayanak sigorta poliçesinin türü, niteliği ile sorumluluk nedeninin ve sorumlu olacağı miktarın belirlenebilmesi için öncelikle, her iki sigorta poliçesi hakkında ayrı ayrı değerlendirilme yapılmalı, bunun için de bu iki sigorta türünün özellikleri ve arasındaki farklar üzerinde durulmalı ve açıklanan bu yönler tartışılıp değerlendirilerek varılacak uygun sonuca göre ve davalı A…Sigorta A.Ş’nin, hangi sigorta türü ve poliçesinden dolayı tazminattan sorumluluğuna karar verildiği açıkça belirtilerek karar verilmesi gerekirken, davalı A…Sigorta A.Ş’nin sorumluluğunun dayanağı olan sigorta poliçesi ve türü açıkça gösterilmeden ve ayrıca diğer sigorta türünden farklı olarak Zorunlu Koltuk Sigortasında ölüm veya yaralanma nedeniyle sigorta bedelini ödeyen sigortacının, ardıllık (halefiyet) yoluyla zarar sorumlularına dönme (rücu) hakkı olmadığından ve bunun bir sonucu olarak Koltuk Sigortasından yapılan ödemeler tazminattan indirilemeyeceğinden davalılar arasındaki iç ilişki nedeniyle ileride aralarında açılabilecek rücu davaları da dikkate alındığında, yukarıda açıklanan yönlerde açık ve net bir belirleme yapılmadan, sorumluluğun dayanağı ve nedenleri gösterilmeden, eksik gerekçe ile davalı sigorta şirketi yönünden yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulmasına, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı A.. Sigorta A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün adı geçen davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı A.. Sigorta AŞ’ye geri verilmesine 27.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Not: Karar Yargıtay sitesinden alınmıştır.