İdare araç kazasından hizmet kusuruna göre mi, işleten olarak mı sorumludur?

İdare araç kazasından hizmet kusuruna göre mi, işleten olarak mı sorumludur?

ÖZET : Bu durumda, dosya kapsamındaki araç tescil kayıtlarına göre, davalı … İl Özel İdaresine(T. Belediye Başkanlığı) ait aracın karıştığı kazada T. Belediyesi’nin sorumluluğu hizmet kusuruna değil, araç işletenin sorumluluğu ilkelerine dayanmakta olup, bu kuralları uygulamakla görevli olan yargı kolu da adli yargı olduğundan, mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilmeksizin yargı yolu bakımından usulden red kararı verilmesi doğru görülmemiştir.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi  

 2016/17651 E, 2019/6930 K

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin davalı … yönünden yargı yolu dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalılar Tekirdağ Belediye Başkanlığı ve Dubai Group Sigorta AŞ vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, 20/04/2014 tarihinde, Köy Hizmetleri İl Müdürlüğüne ait tır çekici ve bu çekiciye ait dorse römorkun sürücüsü olan davalı …’ın müvekkiline ait araca çarptığını ve kazada müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinin uzun bir tedavi sürecinden geçtiğini, çalışma gücü kaybı ve maluliyetinin olduğunu, kaza nedeniyle uzun bir süre çalışamadığını, kazada aracında da büyük hasar oluştuğunu, hasarın Mahkemenin 2010/20 D.Ş sayılı dosyasında alınan raporda tespit edildiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere meslekte çalışma kaybı nedeni ile 5.000,00 TL, geçici iş göremezlik nedeni ile 8.000,00 TL, araçta oluşan hasar nedeniyle 5.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … ile Tekirdağ İl Özel İdaresinden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı … yönünden mahkemenin görevsizliğine, yargı yolu nedeni ile davalı dilekçesinin reddine, davalılar … ve Dubai Group Sigorta A.Ş yönünden maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 4.252,50 TL tazminatın olay tarihi olan 20/04/2010’dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 4.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 20/04/2010’dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar Tekirdağ Belediye Başkanlığı ve Dubai Group Sigorta AŞ vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekili ile davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davalı Dubai Group Sigorta AŞ vekilinin ise (4) ve (5) bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Dava, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Anayasanın 141’nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir.

Bu kapsamda, temyize konu kararın gerekçesinde; “… davacının kendisinin çalışamaması ve tuttuğu işçi nedeniyle kaybının 120 gün için 6.000,00 TL olduğu, kusur oranında indirim yapılmak suretiyle hesaplanan 4.200,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporunda tespit edilen davacıya ait aracın uğradığı değer kaybı olan 1.500,00 TL’den kusur oranında yapılan indirim sonucu bulunan 1.050,00 TL’nin toplamı olan 5.250,00 TL tazminatın davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline…” şeklinde gerekçe belirtilmiş ancak; hüküm fıkrasının 2 nolu bendinde; “Davalılar … ve Dubai Group Sigorta A.Ş yönünden maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 4.252,50 TL tazminatın olay tarihi olan 20/04/2010’dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,” denilmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında da çelişki oluşturacak şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

3-Kabule göre; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 106. maddesinde “Genel ve katma bütçeli kuruluşlara,il özel idareleri ve belediyelere ve kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı bu kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır” denilmektedir. Anılan Yasanın sekizinci kısmının “İşletenin Hukuki Sorumluluğu” başlıklı birinci bölümünde yer alan 85-90. maddelerinde, motorlu araçların trafik kurallarına ve gereklerine aykırı davranışları sonunda meydana gelen zararlar nedeniyle gerçek ve özel kişilerle, kamu tüzel kişilerinin ayrım yapılmadan aynı sorumluluk kurallarına bağlı olmaları ön görülmüştür. Bu düzenleme itibariyle yasa, kamu idare ve kurumlarına ait ve bu arada kamu hizmetine tahsis edilen motorlu araçların verdikleri zararlardan dolayı, trafik olaylarından doğan zararların özelliği gözönünde tutularak, kamu idare ve kurumlarının özel kişilerle eşit şartlarda aynı esaslara göre sorumlu tutulması gerektiğini ifade etmiştir. Aynı şekilde anılan yasanın görev ve yetkiye ilişkin 11.01.2011 tarihinde değişikliğe uğrayan 110. maddesinde “işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür” şeklinde ifade edilmiştir. Yasanın anılan bu hükümleri karşısında, kamu araçlarının verdikleri zararlardan dolayı idare, kamu hukuku kurallarına göre değil, “işleten” sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre sorumlu tutulabilecektir.

Bu durumda, dosya kapsamındaki araç tescil kayıtlarına göre, davalı … İl Özel İdaresine(Tekirdağ Belediye Başkanlığı) ait aracın karıştığı kazada Tekirdağ Belediyesi’nin sorumluluğu hizmet kusuruna değil, araç işletenin sorumluluğu ilkelerine dayanmakta olup, bu kuralları uygulamakla görevli olan yargı kolu da adli yargı olduğundan, mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilmeksizin yargı yolu bakımından usulden red kararı verilmesi doğru görülmemiştir.

4-Kabule göre; davacı tarafın aracında davaya konu kaza nedeniyle oluşan hasar bedeli bakımından da 18.11.2014 tarihli aktüer raporu hükme esas alınmıştır. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda araç hasarına ilişkin belge olmadığı ifade edilerek, davacının araç hasarından doğan zararının dava dilekçesinde beyan edilen 5.000,00 TL olduğunun kabul edilmesi halinde davacının aracın hasarına ilişkin talep edebileceği maddi zararın %30 oranında kusur indirimi yapılmasından sonra 3.500,00 TL olacağı şeklinde hesaplama yapıldığı, kazada hasar gören ve onarımı gereken parça bedelleri ile yapılacak işçiliğe ilişkin bedellerin tek tek gösterilmediği görülmektedir.

Davacının dava açmadan önce yaptırdığı tespitte araç başında keşif yapılmak suretiyle aldırılan 22.06.2010 tarihli oto bakım servisi bilirkişisi raporunda ise, … marka, … model kazalı aracın kullanılamaz durumda olduğu, maddi hasarın parça olarak 5.000,00-6.000,00 TL, işçilik ücretinin ise 4.000,00-5.000,00 TL aralığında olduğu, kazasız güncel fiyatının 5.500,00-6.000,00 TL, hurda hali ile değerinin 1.000,00-1.500,00 TL fiyat aralığında olduğu değerlendirmesi yapılmıştır.

Mahkemece davacının araç hasarı tazminat talebi yönünden hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli bir rapor değildir. O halde, mahkemece, dosyanın hasar konusunda uzman yeni bir makine mühendisi bilirkişiye tevdii ile kazalı aracın markası, modeli, yaşı ve hasarın boyutu birlikte irdelenmek suretiyle, kaza tarihinde hasarlı aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, ekonomik ise, hasar bedeli, ekonomik değil ise kaza tarihindeki ikinci el satış bedeli ile kazadan sonraki hurda (sovtaj) değerinin tespit edilmesi, belirlenen rayiç değerden de aracın hurda bedeli indirilmek suretiyle davacının gerçek zararının tespiti yönünden ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık bir rapor alınması, aracın pert olarak değerlendirilmesi halinde ayrıca değer kaybı oluşmayacağı hususu da göz önünde bulundurularak ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

5-Kabule göre somut olayda; dosya içerisinde davalı … Şirketine başvuru yapıldığına ilişkin belge bulunmamasına göre, davalının dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Mahkemece bu davalı yönünden hükmedilen tazminatın tamamına dava tarihinden faiz yürütülmesi gerekirken, kaza tarihinden faiz yürütülmesi doğru görülmemiştir.
6-Bozma nedenine göre davalı Dubai Group Sigorta AŞ vekilinin reddedilen maddi tazminat yönünden hükmolunan vekalet ücretine yönelik temyiz itirazların incelenmesine ise şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle; davacı vekili ile davalı … vekilinin tüm, davalı Dubai Group Sigorta AŞ vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan ve resen görülen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı Dubai Group Sigorta AŞ vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (6) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Dubai Group Sigorta AŞ vekilinin reddedilen maddi tazminat yönünden hükmolunan vekalet ücretine yönelik temyiz itirazların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 15,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda dökümü yazılı 28,25 TL fazla alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’na geri verilmesine 28.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Karar Yargıtay sitesinden alınmıştır.